Roket sisteminin esasi bize aittir !

27 Temmuz 1612 Cuma günü Istanbul Beylerbeyi semtinde dogan ve 1623 yilinin 10 Eylül Pazar günü tahta çikip 16 sene, 4 ay, 29 günlük bir saltanattan sonra 8/9 Subat 1640 Çarsamba/Persembe gecesi 28 yasinin içinde vefat eden Sultan Dördüncü Murad, saltanati boyunca Revan ve Bagdat Fethi gibi muhtesem zaferler yanisira Istanbul’da iki garip olayi da görmüstür. Yazının devamını oku »

Bazı Padişahların Hobileri

Mustafa Armağan’ın kaleminden Osmanlı padişahlarının hobileri:

Hemen her Osmanlı padişahı, el sanatları veya güzel sanatların bir (ya da birkaç) dalına hakim olacak şekilde yetiştirilmiştir. Tabii bir de hobileri olması doğaldı. Zira her insan gibi, rutin meşguliyetlerinin yanında gönlünün arzuladığı işleri yapmak, padişahları psikolojik olarak içinde bulundukları sıkıntılardan uzaklaştırır, aynı zamanda bu durum, mevcut koşuşturmacanın dışında farklı bir düşünme pratiğine imkân tanırdı. Yazının devamını oku »

Çaldıran Zaferi

Yavuz içteki sorunları hallettikten sonra Çaldıran Zaferine çıkar. Sefer sırasında sürekli vazgeçme düşüncesi hakim oluyordu.Hatta bu sebeple en sevdiği paşalarından Hemden Paşa’nın kellesini vurdurmuştu.Bu olaydan sonra da ordu da yeniçeriler ayaklandı.Yeniçeriler sultanın çadırına mektuplar bırakıp duruyorlardı.Hatta o kadar ileri gittiler ki sultanın çadırına ok bile attılar.Bunlara sinirlenen Yavuz atına atlayarak yeniçerilerin arasına girdi.Askere hitaben:

    -“Biz henaz kastettiğimiz yere varmadık, düşmanla karşılaşmadık. Yazının devamını oku »

Mimar Sinan’ın Eserleri…

Mimar sinan ulu Türk mimarı… Hala yaptığı bazı eserlerin taklidini bile yapmak çok zor. O hayata o kadar çok eser sığdırmış ki mimar, insan dehşete kapılıyor. Ve yaptığı esrlerindeki mühendislik harikaları akıl alır gibi değil işte mimarın yaptığı eserler ve isimleri:

Yazının devamını oku »

Haram yiyen Harami olur!..

TARİHÇİ AŞIK PAŞAZADE anlatıyor: ’’Sultan 2.Murad’a, artan savaş masraflarını karşılamak üzere,acil para lazım olmuş.Çandarlı Halil Paşayı huzuruna çağırtmış.Varlıklı büyük bir aileden gelen Çandarlı’nın elinde büyükce bir meblağ olduğunu biliyormuş.Borç istemiş: Yazının devamını oku »

Bir Başa Bir Göz

   Osmanlı Beyliği’nde,  aşiretten  devlete  adımların  atıldığı  ilk  yıllarda , İzmit’in fethine yürüdüğü sırada, Hereke kalesi, Osman Gazi’nin emriyle kuşatılmıştı. Bizanslılar kaleyi savunuyorlar, gaziler ise kumandanları Kara Ali’nin arkasında, sancağı bir an evvel kale burcuna çekmek için vuruşuyorlardı. Kaleden ok Yazının devamını oku »

Yavuz Sina Çölünde

Mücahid serdar, Karaduman’ın üzengilerinin üstünde doğruldu. Ve askerlerine son defa hitabetti:

“Ey cennet yolcuları! Ey can kardeşlerim!… Bilirsiniz ki müslüman Türkler muharebe meydanlarında ve bütün ömürlerince yalnız ve sadece Allahü Teâlâ’dan korkarlar. Önüne çıkan hiç bir engel onu Allah yolunda cihaddan alıkoyamaz. Sizler Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine uydukça Yazının devamını oku »

Biz seni uyanık bildik

İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş. Bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın :

Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek, şikayette bulunur. Bunun üzerine hiddetlenen Kanuni: Yazının devamını oku »

Bursa Ulu Camii

Yıldırım Bayezid Niğbolu zaferinde kazanılan ganimetlerle muhteşem bir mescit yaptırmak ister. Mimarlar bugün Ulucami’nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. Söz konusu arsa üzerinde evi, bahçesi olanlara başka yerden muadil yer verilir. Hatta ceplerine birkaç kese altın sıkıştırılır gönülleri hoş edilir. Ancak yaşlı bir kadıncağız bir “Evim de evim” feryadı tutturur ki sormayın. Yazının devamını oku »

Osmanlı Korkusu

1534 yılında Viyana’daki St. Stephen Katedrali’nde Osmanlı Akıncılarını gözlemesi ve Akıncıları görünce çan çalarak haber vermesi için bir memuriyet kuruldu.
Bu memuriyet Viyana Belediye Meclisi’nce:
“Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından böyle bir memuriyete gerek yoktur.”
denilerek ancak 1956 yılında (tam 422 yıl sonra) iptal edilmiştir.

Yavuz ve Zembilli

Heybetiyle cihan Padişahlarını ürküten, dünyayı iki hükümdara dar bulan, fermanlarıyla yürekleri titreten Yavuz Sultan Selim, bir İslam alimi önünde boyun bükmüş, Allah huzurunda hesap verememe endişesiyle kendi fermanını yırtmış ve bu olayın ders olması için dilden dile aktarılmıştır… Yazının devamını oku »

Ayıkla pirincin taşını

    Yavuz Sultan Selim Han’ın Yemen’i osmanlı toraklarına katmasından bir süre sonra, Yemen’de isyan çıkmış. Uzun uğraşlar sonunda Yemen Fatihi Sinan Paşa, duruma el koyup 400 yıl sürecek sükûneti temin etmişti. Yazının devamını oku »

Yunan Yerine Yunmayan

Bütün Ortaçağ Avrupa’sı gibi, Yunanistan da en basit sağlık ve temizlik işlerinden mahrum bir ülkeydi. Şehirler açık çöplük, evler ahırdan farksız, insanlar alabildiğine kirli ve pasaklıydı . Yazının devamını oku »

Git şu paşaya sor

Ahmet Vefik Paşa Paris Büyükelçisi iken İmparator III. Napolyon’un yeni yaptırdığı bir opera binasının açılış törenine davet edilir. Tören sırasında Ahmet Vefik Paşa, Napolyon’a en yakın locaya kurulmuş, tavır ve davranışlarıyla imparatora hiç aldırmayan bir izlenim verir. Yazının devamını oku »

Uğursuzluk

Avcı Sultan Mehmet bir gün adamlarıyla beraber akşama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebini de, sabahleyin gördüğü bir dervişin uğursuzluğuna bağlar. Yazının devamını oku »

« Older entries